29 Eylül 2010 Çarşamba

şEHiR fıRSaTı ve Et'N mORe

Ağustos ayı başı falandı herhalde Şehir Fırsatında Cafe Cadde'nin Et'n More 'undaki fırsatı kaptığımda.
Konsept şu; masanıza getirilen ısıyı tutma kapasitesi çok yüksek özel bir taşta yiyeceklerinizi (biz et,mantar,kabak,domates,biber ve hellim pişirdik) kendiniz istediğiniz gibi pişiriyorsunuz. Tam taşın üstüne denk gelen lamba aynı zamanda davlumbaz görevi görüyor aşağıya doğru çekince. Ortam sıcaklığı bir miktar artıyor haberiniz ola,iyi ki yaz vakti gitmemişiz.
Fırsatımız 30 Eylül itibariyle sona eriyordu,kaçırmamak için dün akşama rezervasyon yaptık. Açıkçası daha önce okuduğum bir yerde fırsatla gittikleri bir restaurantta tatsız şeyler yaşandığını okumuştum,bu yüzden hafif bir tedirginlik vardı üzerimde. Ancak Cafe Cadde'ye yıllardır gittiğimizden firmayada güvenim var.
Et'n More ve Cafe De Paris bölümü üst katında yer alıyor. Daha önce de Cafe de Paris'ye gitmiştik. İlk giriş  izlenimimizde bir değişiklik olmadı. yine o katta kimse yok,yine karanlık,yalış yere girmişsiniz hissi veriyordu. Aşağıdan birilerini çağırdık da bi zahmet çıkıp yardımcı oldular.
Bizimle ilgilenen garson yarımcı olmaya çalışan,ama biraz fazla konuşan biriydi. Girişimiz hariç, oturduğumuzdan itibaren yediğimiz,içtiğimiz herşey çok lezzetliydi ve servis iyiydi.
Ancak kuponla gitmiş olmanın dezavantajları yok mu? Olmaz mı?
Mesela içecek olarak alabileceklerimizi biliyorduk;Angora şarap,Efes veya Gusta bira veya meşrubatlar...Haklarını yemeyeyim; eşim Miller isteyince sordular farkını alarak getirdiler.
Ama aldığım kuponun içeriğinde açık belirtilmemiş olan tatlı seçeneği gerçi seçenek demek yanlış olur çünkü onlar bir tane belirlemişler o kadar. Tamam bir menü yapmışsınız ama hem kuponda belirtmemişsiniz,hem de insan o koyduğunuzun muadili bir adet daha sunar,amaç müşteriye seçiyormuş hissi uyandırmak...
Yemek sonunda çay/kahve de vardı. Kahvede de öyle her istediğinizi seçemiyorsunuz.
Neyse efendim yedik,içtik. Zaten biz Et'n More'a gitmek istiyorduk,bir türlü fırsat olmamıştı,bahane oldu bize.
Ama bu eksikliklerini de oraya bildirdim,ayrıca bizim gibi gidenlerin memnuniyet/memnuniyetsizliklerini yazmalarını isterim ki, bu gibi fırsatlardan yararlanacaklar hem mekanlar hakkında bilgi sahibi olsun,hem de nelerle karşılaşabilecekleri hakkında fikirleri olsun istedim.
bu arada; hani üst kattaydık dedim ya,ilk biz teşrif ettik,bizden sonra 5 masa daha oldu ve inanmazsınız belki ama hepsi şehir fırsatıyla gelmişler. Yani onlar da bizim gibi yumurta kapıya sıkışınca koştur koştur gelmişler :)))

28 Eylül 2010 Salı

kiTAbı BiTTi, sIRa FiLMdE...


Browni şu yazısında bahsetmişti aylar önce hem kitaptan hem filminden.
Dedim ki filmi izlemeden kitabı okuyayım da Julia Roberts'ımı rahatça izliyim sonra :)
Kitapta elimde 1-2 aydır evin her köşesini dolana dolana ancak dün bitti.
Alıntılar kitaptandır :
-Kadınlar ve erkekler birbirlerinin zayıf noktalarını bilmek zorundadırlar.Bu zayıf noktaları değiştirmek istedikleri anda mutsuzlukları arttığından değiştirmek yerine saygı göstermek ve bir orta yol bulmak daha hayırlı olur.

-Doğrusu; "ben karşımdakinin olumsuz ya da hoşuma gitmeyen davranışlarıyla başa çıkabilir miyim?" sorusunu sormaktır?

Ara sıra da olsa Migros'a giriyorsanız; kitap reyonunu es geçmeyin derim.Az kitap var ama kampanyası oluyor,dışarıdan daha ucuza bulabilirsiniz :))

27 Eylül 2010 Pazartesi

buGüN DOktOr gÜNü


Offff...yolum yine dişçiyle kesişti,mecburen...iş düşmese bu iş grubu çalışanlarıyla sosyal ortamlar hariç görüşmesem çok süper ! Aylardır süren iç mücadelem sonucunda geçen hafta randevu almaya karar verdim ve Yeditepe'nin yolunu tuttum bugün...sabah gittim ama hala dişlerim sızlıyor valla...polyannacılık oynarak bundan iyi birşey çıkartmak için çok uğraştım ve buldum; belki bu sızı şiddeetiyle bağlantılı olarak yemek yeme isteğim minimum seviyeye iner :)) olur mu ki????

Öğleden sonra da tiroid kontrol için verdiğim randevu sözüne sadık kalarak doktorun yolunu tuttum.Bunlar kontroller olduğu için (allahtan...) sadece tahlil listesini almaya gittim aslında. 15-20 gün içinde tahlillerle birlikte aynı yol bir kez daha gidilecek,pofff...

Bu ara beyaz önlük görmek istemiyorum,birkaç aylık kotamı doldurdum sanırım  :)
Dip not da diyeceğim şudur ki;
Sakın siz doktora gitmeyi ihmal etmeyin, onlarsız olmuyor yani anlayacağınız !




Görsel

23 Eylül 2010 Perşembe

biR eL aTSanIz şU kONuyA ?

Bu yaz tatil denen olağanüstü histen payımızı alamadığımızdan biz de bu aralar 3-4 günlük kaçışlar düzenleyelim dedik kocişle. Ancak tam olarak nerelere gitsek bilemiyoruz. Benim aklımda Ayvalık,Cunda,Bozcaada,Çanakkale tarafları var ama...Aması şu ki; sizden gidip görenler,kalanlar,yiyenler,içenler olduysa,lütfen biraz yardımcı olsa :))
başka tavsiyelere de açığım bilesiniz :D
Önceden de teşekkürlerimi iletiyim sizlere canı gönülden...

22 Eylül 2010 Çarşamba

SEN ve HERKES

Hani böyle çok heyecanlı oluyorsun da, HERKES de etrafında seninle sonuna kadar senin heyecanını paylaşıyor sanıyorsun ya, SEN öyle sanıyorsun işte...
aslında sen sadece o saniye bulutların üzerinde, altında yumuşacık,pufidik bulutlar keyiflisin...
sonra ne oluyor aniden sert bir rüzgar -gerçi senin durduğun yerde meltem olsa bile yeter ya neyse- kendini hooppp betonun üstünde 2.80 yatar vaziyette az önce olduğun yere ancak ççookk aşağılardan bakarken buluyorsun.
Bundan bir ders çıkıyor ama sen bu dersi daha önce de almıştın defalarca,daha da almaya devam...
Huuuu sana diyorum Sinem Hanım !!!
Ne yaparsan sen kendin yapacaksın...

21 Eylül 2010 Salı

CANIM'A...

sen herkese yetişen
koca yüreklim
uzun kirpikli
az göbeklim
zevkli,bilgili,
bol yeteneklim
repertuarı geniş
kadife seslim
gülen yüzlü
tek gamzelim
meraklı,neşeli,
çok düşüncelim
hayatımızın b'si
canımın içi sevgilim
iyi ki doğdun
iyi ki benimle oldun
Seni çok seviyorum...



* Doğumgününde canıma yazmıştım, geç oldu ama kayıtlara geçsin istedim :)

20 Eylül 2010 Pazartesi

biR haFtAsONu daHa biTTi...

ne çabuk geçer bunlar,yok bunların daha uzun sayıldığı bi ülkeler??? ya da günler daha uzun saatler sürdüğü şehirler??? neyse kaderimize boyun eğerek yaşama devam :)
Cumartesiyi temizlik ve sokaklarda sonuçsuz birkaç işle savuşturduktan sonra, Pazar şıp diye geliverdi.
Pazar gününün en şahane yanı kahvaltısı; iş sebebiyle haftaiçi evden ancak kendimizi toparlayıp çıkabildiğimiz için...

Evdeki miskinlik atıldıktan sonra arkadaşlarla annemlere mangala gidildi. Geçen hafta yapılması planlanmıştı ancak bu haftaya kısmetmiş, neyse Pazar olmasının asıl amacı bugün itibsriyle "ciddi" diyet işine girecek olmamızdır :)) Laf aramızda bu diyet olayı beni artık çok güldürüyor, giderek baş edilemez,gerçekleştirilemez bir hal alıyor çünkü, hadi hayırlısı...!!!



Kendimi bugünlerde özendirmemek için mangal görüntüsü yok :(  Ama annemin bahçesine izinsiz,habersiz giren acı kıpkırmızı biberlerin kurutulmak için bırakıldıkları yerdeki sarmaşdolaş halleri sizlerle...

İYİ  HAFTALAR  HERKESE :)

6 Eylül 2010 Pazartesi

parçalandım...

Haftaya bir dizi güzel post okuyarak başlayacağımı sanarken....

Hiç görmediğim, annesi,babası,kardeşine sarılamayacağım bir melek için ağlıyorum...
çok mücadele etti, canı acıdı, ağladı, onlar hep yanındaydı, güldü...
ama artık minik vücudunun gücü yetmemiş...
Acıların dinmiş olsun, sadece o gülücüklerinle kal melek Nehir...
Adaletin bu mu dünya demekten kendimi alamıyorum...

3 Eylül 2010 Cuma

biLGiLEndiRici PoST



EYLÜL geldi gelmesine de, biraz yorgun argın bir giriş  yaptık kendisine.
ağustos ayının taa başından en son gününe kadar sık sık kutlamalarla dolu oluşundan :) Gerçi ramazan dolayısıyla kuru kuru gitti ama bayram sonrası bizi beklesinler diyorum.
Asıl mevzumdan uzaklaşmadan kocişe doğum gününde gönderdiğim ve ilk kez deneme olanağı bulduğumuz BonnyFood'dan bahsedeyim. Daha önce lezzetinden,şeklinden bahseden blogları okumuştum,kendi sayfasındaki yorumları da okudum. Ama hiç benim olmadı :(
Bende geçen ay Şehir Fırsatı'nda ( duymayanlar için: her gün şehrinizdeki ayrı bir fırsatı size sunuyor %50-70 varan indirimlerle) BonnyFood'un fırsatı görür görmez yakaladım. 50 TL'lik paketi 25 TL'ye önceden satın aldım. Ekim'e kadar kullanma fırsatım vardı. Bende ilk önüme gelen etkinlikte kullandım. Sadece küçük ayrıntıyı kaçırmışım,kek çiçekleirnde geçerliymiş,ben karışık(kek,kurabiye,meyve) bir tane olsun isterdim,bir sonrakine artık...Günü ve saati bildirdiğimde, yetkili bir saat sonrası not ettiğini söyledi,sorun olmaz dedim. Ama tam benim istediğim saatte hatta 10 dakika öncesinde ulaşmıştı adrese :) Tebrikler vallahi...
Keki de lezeetli, ıslak kek gibi değil,ama ilk açıldığında bir kokusu vardı,ooffff  : D
Eşim paketi açmadan eve getirdi,neden açmadın ki dediğim de ne desin..." sen bunu kendine istemişsin herhalde". İnkar etmeye çalışsam da tutamadım kendimi,ama olsun afiyetle yedik işte, hem de bizzat kendimiz deneyimledik nasıl bişeymiş diye, alla allaaaa  :))

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails