18 Temmuz 2016 Pazartesi

düşünme...



Sen de öyle boş boş oturuyorsun değil mi benim gibi, onun gibi...
Aklında milyon tane şey...
Düşünüyorsun düşünüyorsun da işin içinden çıkamıyorsun...
Ben çıkamıyorum, tıkanıyorum...
Aklım ermiyor bu kadar karmaşaya belli, ama vicdanım da susmuyor bu kadar acıya...
Neden?
Benim canım ülkemde neden sürekli acı var, devamlı huzurumuzu kaçıracak şeyler oluyor...
Hepimizin istediği mutlu huzurlu yaşamak, çok basit aslında...
Yok yetmiyor aklım bu dünyanın hırslarına, vicdansızlıklarına, haksızlıklarına...
O yüzden hep hüzünlü bir tarafım...
En sevdiğim yazın da tadı kalmadı, çayın da, işin de...
Filler tepişirken zarar görenler hep bu koca dünyanın küçük figüranları biz...
Yarınımızın ne olacağını, son nefesimizi nerede, nasıl vereceğimizin endişesiyle yarın sabah yine işimize gitmek zorundayız (çok şükür). Başka çaremiz yok, sahip olduğumuz kendi çapımızdaki hayatlarımıza sıkı sıkı tutunmaktan başka...
Yeni bir gün yeni umutlar doğurur beklentisiyle....





Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails